Müslümanların hafızasında asırlardır silinmez izler bırakan bu menfur olayın sıradan bir katliam değil, orada şehit edilenlerin evlâd-ı Resul. "Unutulmaması gerekir ki, İslamiyet Hz. Peygamber'in bize getirdiği vahiyle kaimdir.
Biz, Allah elçisine büyük bir sevgi ve saygı besleriz. Bu, imanımızın bir gereğidir. Onu sevmeden Müslüman olunamayacağını biliriz. Bu muhabbetimiz, Hz. Peygamber'in yolundan gittiği müddetçe- onun ailesini, çocuklarını ve torunlarını da sevmemizi, onları dost kabul etmemizi gerektirir. Ehl-i Beyt'e düşmanlık gösteren ve onlara zarar veren kim olursa olsun bütün Müslümanların düşmanıdır. Acı olan şudur ki, Hz. Peygamber'in vefatının üzerinden henüz kırk yıl geçmeden dünyevi çıkarlar, siyasi beklentiler ve benzeri gerekçelerle baş tacı ettiğimiz Hz. Peygamber'in torunlarının hunharca öldürülmesidir. Hiçbir mazeret bu katliamı mazur gösteremez. Vuku bulduğu ilk andan itibaren aklıselim sahibi bütün Müslümanlar, bu menfur hadiseye sebep olanları kınamıştır. Bu itibarla hicri 61 tarihinden itibaren 10 Muharrem, Müslümanların gönül dünyasında farklı bir anlam kazanmış; aşure günüyle alakalı olarak Kerbela faciasından önceki sevinç ve mutluluk günü olmasına dair rivayetler anlamını kaybetmiştir.
ONLARIN DİNİ VE TARİHİ ŞAHSİYETLERİ ÇOK İYİ ÖĞRENİLMELİDİR
Müslümanlar her yönüyle Allah Elçisi'ni ve onun sünnetini rehber etmiştir. Bugünlerde Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt'i anlatan kıymetli eserler okunmalı; onların dinî ve tarihî şahsiyetleri çok iyi öğrenilmelidir. Sünni, Alevisiyle bütün Müslümanların Hz. Peygamber'i, Hz. Ali'yi, Hz. Hüseyin'i ve Ehl-i Beyt'i daha iyi anlamaya, öğrenmeye ve örnek almaya ekmek su kadar ihtiyacı vardır. Son söz olarak, hakkın üstün gelmesi için kendisini feda eden hakikat âşıklarına selam olsun. Asırlardır Müslümanlar dünyanın dört bir tarafında zulüm ve haksızlığa maruz kalıyorlar. Bunun sebebi Müslümanların sahipsizliği, zalimlere karşı top yekûn karşı çıkamayışı, maddeye, paraya, makama sahip olunca birbirlerinden ayrışmalarıdır. Kavga etmeleridir. Hz. Adem'in tövbesinin bugün kabul edildiği; Nuh tufanının Muharrem ayında sona erdiği ve Hz. Nuh'un, kendisine inananlarla birlikte bugünde kurtulduğu; Hz. Musa'nın önderliğinde İsrailoğulları'nın Firavun 'un zulmünden yine bugün kurtulduğu gibi onlarca mühim hadisenin 10 Muharrem'de gerçekleştiğinden yola çıkarak; idrak etmekte olduğumuz Muharremin 'in Büyük Türk Milletine, tüm İslam alemine barış, mutluluk ve huzur getirmesini niyaz ediyorum. Allah'a ve Resul'üne sadakati, hakka ve hakikate yapılan nebevi duruşu ifade eden Muharrem ayının bütün insanlığa barış, huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum."