Kars Olay-Eğitimciler Birliği Kars Şubesi 3.olağan Genel Kurulu D.S.İ. Bölge Müdürlüğünde yapıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşının ardından Divan teşekkül ettirildi ve kongre çalışmalarına başladı.
Mahmut Kaan İlgar başkanlığında tek liste ile yapılan kongrede yeni seçilen ilçe başkanlarına yetki belgeleri takdim edildi. Bir önceki yönetim kurulunda olan fakat yeni yönetim kurulunda yer almayan üyelere teşekkür edildi.
Şube başkanının konuşmasının ardından faaliyet ve denetim raporları okunarak ibra edildi.ardından oy kullanma işlemine geçildi
Şube başkanının konuşması:
Şube kongremizi, sendikamızın kuruluşundan beri benimsediği demokratik teamüllere ve ahlaki ilkelere yaraşır olgunlukla yapıyoruz. Kongremizin hayırlara vesile olmasını diliyor; başta Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan ve arkadaşları olmak üzere, öncülerimize, emek veren başkanlarımıza, yönetim kurulu üyelerimize, ilçe ve işyeri temsilcilerimize şükranlarımı sunuyor, hepinizi yürekten selamlıyorum. Kongremize hoş geldiniz.
Üyelerimizin iradeleri tecelli etti, delegelerimiz belirlendi. Şimdi de delegelerimizin özgür iradesinin tecelli edeceği genel kurulumuz, hiç kuşkusuz teşkilatlarımıza yeni bir heyecan, farklı bir dinamizm kazandıracaktır. Bu, bir hizmet yarışıdır. Cefakâr insanların açtığı yolda vefayla yürüyen sizin gibi kıymetli dava arkadaşlarımız sayesinde bu kutlu yolculuk, zirveden yeni ufuklara taşınmıştır. Emek ve gayretlerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Değerli dostlar,
Bizleri Eğitim-Bir-Sen çatısı altında tanıştıran, buluşturan, konuşturan, koşuşturan Rabbime sonsuz şükürler olsun. Birlikteliğimiz bereketli olsun. Bu yolda olmak kadar, yolu sizlerle omuz omuza yürümektir asıl önemli olan. Gücümüz; kalbimizi, aklımızı, heyecanımızı, hayallerimizi bir araya getiren örgütlülüğümüzdür.
Eğitim-Bir-Sen’i var kılan sebepler, geçmişte ülkemizin ve insanımızın karanlık kâbusu olan realitelerdir. Bir korku filminden farksız olan o realiteler, insan haklarına duyarsız, inanç ve düşünce özgürlüğüne karşı yasakçı, vesayetçi, darbeci ve her alanda ülkeyi geri bırakan, dış odaklarla iş tutan zorba zihniyetin Türkiyesi’ni oluşturmuştur. Bu zihniyetin sahipleri, milletimizi yoksullaştırdıkları ölçüde var ve varlıklı oldular; halkın umudunu, gayretini öldürdükleri ölçüde yaşadılar. Bu karanlık, kirli amaçlarında belli bir oranda başarılı da oldular. Ekonomik yoksulluğun yanı sıra yaşanan anarşi ve terör olayları, darbeler, milletimizin hayat dolu enerjisini tüketmiş, hayallerini yok etmişti. Enflasyon, faiz, döviz şeytan üçgeni, bütün birikimimizi yutunca ülke maddi manevi çöküntü yaşar olmuştu. Yasaklar ve yoksulluk adeta kader gibi algılanıyordu. Böyle algılansın istiyorlardı.
Güvensizliğin ruhumuzu kafeste mahkûm edip teslim almaya yöneldiği bu zor zamanda, Eğitim-Bir-Sen, çağları aydınlatan bir ateşin meşalesini yakarak bir yürüyüşe çıktı; “Bir adım atarsak kafes kırılır/ Belki birden erir zincirlerimiz” diyerek canhıraş bir çağrıyla. Bu çağrı, milletimizin tahakkümü asla kabul etmeyen, zulme ve karanlığa boyun eğmeyen özgür ruhunda, asil vicdanında yankılandı ve karşılık buldu. İşte bu kıtalar büyüklüğündeki davanın siz şimdiki temsilcileri, yürekleri ülkemiz kadar büyük, coşkulu, adanmış insanlar, size selam olsun. Ülkemize müjde, mazlumlara umut olan birlikteliğimiz kutlu olsun.
“Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır” anlayışıyla, aydınlık bir sabah ve güneşi düşleyerek geçtiğimiz karanlıklardan bize kalan tecrübelerle, birikimle, bilinçle geldik! Karanlık dehlizlerden cefayla geçip bize yol açanları vefayla izleyerek yasaklara karşı mücadelemizde bir adım bile geri atmadık. Şimdi çocuklarımıza daha güçlü yarınların, bağımsız iradeyle bu topraklarda binlerce yıldır var olmanın teminatını veriyoruz.
Kangrene dönüştürülüp milletin moralini bozan, hızını kesen başörtüsü meselesinin çözümü, sekiz yıllık kesintisiz eğitimden ve katsayı zulmünden vazgeçilmesi, yeni müfredat programlarıyla eğitimin vesayetçi karakterinden arındırılıp demokratikleştirilmesi, Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebi, Temel Dini Bilgiler derslerinin okullarda okutulması, Milli Güvenlik dersinin kaldırılması, öğretmenlere nöbet ücreti verilmesi, doçentlik jürisinde görev alanlara ücret verilmesi, geliştirme ödeneğinin hayata geçirilerek süresinin uzatılması, 4/C’lilerin 12 ay istihdam edilmesi ve ardından kadroya geçirilmesi, sınav ücretlerinin artması, emekli maaşına ve ikramiyesine özel artış yapılması, taban aylığa mahsus zam alınması, cuma namazı ve hac izninin kamu personel mevzuatına dâhil edilmesi, helal gıda sertifikasının kamu kurumlarında gündeme gelmesi, öğretmenlerin özel hizmet tazminatının artırılması başta olmak üzere, pek çok kazanımda mücadelemiz, etkimiz; atılan doğru adımlarda katkımız, yasakların kaldırılmasında emeğimiz, sorunların çözümünde alın terimiz, haksızlıkların giderilmesinde çabamız vardır.
Başta terör ve savaş olmak üzere, yerel, bölgesel veya küresel ölçekte hak ve özgürlük ihlallerine karşı sesimizi, sözümüzü hep yükselttik. Her zaman kardeşlik çağrılarıyla birlik ve beraberlik için harç olduk, kardeşlik hukukunu koruduk. 28 Şubat’ın zulmüne, haklı olmanın verdiği güç ve güvenle karşı durduk. 15 Temmuz işgal girişiminde de hiç düşünmeden, tereddüt etmeden alanlara aktık, tankların, tüfeklerin karşısına çıktık.
Eğitim-Bir-Sen’li olmak, can verilerek vatan kılınmış coğrafyayı alın terinin gücüyle büyütmek, kritik zamanlarda irfani duruşla kuşatmak, zor zamanlarda cesaretle korumaktır.
Bizim yol ve dava arkadaşlığımızın, teşkilatımızın kimi öncelikleri vardır. Ancak ilk önceliğimiz ülkemizdir, Türkiye’dir. Biz insanı, inancı, umudu, tarihi, beklentisi, özlemi, öfkesiyle Türkiye’nin gerçeği, ümmetin umuduyuz. Bütün bu derinlikleri ve genişlikleri ile Türkiye de bizim gerçeğimizdir. Eğitim-Bir-Sen, Türkiye’nin derin bilincini, insani hassasiyetlerini, kararlılığını ve azmini harekete geçirmiştir. Eğitim-Bir-Sen, inanç, umut, güven, samimiyet demektir. Biz varsak umut bitmeyecektir. Yol kapanmayacak, yürüyüş aksamayacak, menzil şaşmayacak, niyet bozulmayacak, yükseliş durmayacak demektir. Biz varsak diz çökülmeyecek, teslim olunmayacak, ezan susmayacak, bayrak inmeyecek demektir.
Örgütlü gücümüzle emeğin, bilginin, onurun, özgürlüğün teminatıyız. Bizim nitelik ve nicelik olarak büyüyen örgütlü gücümüze Türkiye’nin ekmek kadar, su kadar ihtiyacı vardır.
Değerli dava arkadaşlarım,
Sendikamızın yarınları için çok önemli olan bu genel kurulda olmak, hem ayrıcalık hem de sorumluluktur. Eğitim-Bir-Sen ailesine mensup olmakla gurur duyuyoruz, gurur duymalıyız. Bu vesileyle bu ailenin kuruluşunda ve bugünlere gelmesinde emeği geçen azimli, sabırlı, vefakâr ve fedakâr dostlarımızdan Allah razı olsun. Emanete asla gölge düşürmemeye ahdetmiş bizler de taşımayı üstendiğimiz değerlerin sorumluluğunu layığıyla temsil etmek için canla başla çalışacağız. Bu, milletimize, üyelerimize ve tarihe verilmiş bir sözdür.
Biz Türkiye’nin en yaygın, en kuşatıcı, en büyük sendikası ve sivil toplum örgütüyüz. Bizim yürüyüşümüz iyilik yapma, kırık kalpleri onarma, oluşturacağımız sinerjiyle yarınları daha güçlü kılma, kardeş bulma, kardeş kalma yürüyüşüdür. Yürüyüşümüzün ufku, medeniyet coğrafyamızı, giderek bütün dünyayı sarmalıdır, sarmak zorundadır.
Bu duygu ve düşüncelerle, kongremizin ülkemiz, milletimiz,şehrimiz, eğitim camiamız ve sendikamız için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
19.11.2018 14:54:00