“Sağlık; bireyin toplumun birlikte ele alındığı biyolojik, politik, sosyal, kültürel, ekolojik bir çok parametreyi aynı anda içinde barındıran iyi olma çabasıdır. Ancak siz biliyorsunuz ki sağlıklı birey ve toplum, yalnızca sağlık hizmetleri sunumu ile sağlanamaz. Sağlıklı olmayı belirleyen ana etken, içinde yaşadığımız toplumsal yaşantının kendisidir. Toplumsal sağlık gereksinimlerin doğrudan halk tarafından belirlenmesi; güncel yaşanan sağlık sorunlarının saptanması ve çözüm önerilerinin oluşturulmasında yerel dinamiklerin söz sahibi olması; toplumun sağlık hizmetlerindeki edilgen konumdan, etken duruma gelmesi sağlık çabamızın olmazsa olmazıdır. Yerellik çabamız da, bürokratik ilişkilerin azaltılması ve toplum katılımı mekanizmalarının artırılması anlamındadır. Sağlık bilgisinin toplumsallaştırılması ve sağlık hizmetlerinin planlanması, uygulanması, denetlenmesi ve değerlendirilmesinde önceliğimiz toplumdur, bunun mekanizmalarını belirlemeyi de sizlerle birlikte oluşturmaya çalışacağımız stratejimiz bir parçası olarak görüyoruz.
Sağlık hizmetlerinin de toplum katılımlı, koruyucu ve basamaklandırılmış olarak planlanması gerektiğine inanıyoruz. Hekim merkezli, aşırı uzmanlaşmış, toplumdan kopuk, patriyarkal sağlık anlayışından çok; sendika, meslek örgütü, akademi ve toplumun söz sahibi olduğu insanı doğanın yöneticisi değil bir parçası olarak gören sağlık tartışmalarına daha fazla ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyiz. Toplumsal sağlığı sadece insanlar özelinde ele almamalıyız. Yalnızca insanların sağlığı olarak ele almak da yaşadığımız doğaya yani kendimize haksızlık olacaktır. Bu dünyada hayatı birlikte paylaştığımız soluduğumuz havaya ortak olan bitkiler, hayvanlar her türlü canlıda bizim için toplumsal sağlığın en önemli parçalarıdır. Sağlığı her bireyin ve canlının bütünün içindeki özgün değerini görmemiz ve sağlığı bütüncül ele almamız gerekmektedir. İşte bizler herkesin ulaşabileceği ve her canlıya da ulaştırabileceğimiz kamu hizmetleri ile sağlıklı bir toplumsal yaşamın kurulması için ilk adımı atabiliriz.”
Alaca, günümüzde insanların yaşadığı en büyük sıkıntılardan birinin de sağlık hizmetlerine ulaşmak olduğunun altını çizerek; “Sağlık sorunlarının tıbbileştirilmesi, sağlık kurumlarının içine gömülmesi ve tıbbi hizmetlerin çözümünün yalnızca hastanelerde aranması sağlık yaklaşımımızı eksik bırakacaktır. Sağlık politikaları yerelin öncelikli gereksinimlerine göre belirlenmeli, sağlık hizmetleri finansmanında ana kaynak genel bütçeden sağlanmalı, inisiyatif öncelikle yerellerde olmalıdır. Sağlık politikalarının dışa ittiği veya görmezden geldiği, öncelikle kadınlar olmak üzere birçok alan sağlıklı bir kent ve sağlıklı toplum için tam tersine çok daha fazla tartışılmalıdır. Günümüzde insanların yaşadığı en büyük problemlerden bir tanesi de sağlık hizmetlerine ulaşmakta yaşanan sıkıntılardır.” dedi
“Geniş halk kesimleri için ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetlerine ulaşmak gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Sağlığı bir sektör olarak gören ve bu sektörden para kazanma amacında olan anlayış toplumsal sağlığı korumamızda önümüzde duran en büyük problemdir. Sık sık basına ve sosyal medyaya da yansıdığı gibi özellikle belli pahalı ilaçlara ulaşmakta geniş halk kesimleri için önemli bir sıkıntıdır. Peki bu anlattığımız sıkıntıların giderilmesi konusunda bizim çözüm önerilerimiz nelerdir yada biz Kars Belediyesi olarak ne yapabiliriz? Bu üç günlük çalıştay ile biraz daha somut hale getireceğiz. Konunun uzmanı değerli konuklarımızın çözüm önerilerini de merakla takip ediyor olacağız. Çalıştayımızın hepimiz için verimli olması dileği ile hoş geldiniz diyor, kolaylıklar ve sağlıklı günler diliyorum.” şeklinde konuştu.
Alaca’nın konuşmasının ardından Prof. Dr. Mehmet Zencir tarafından Sağlıklı Toplumsal Yaşantı ve Sağlık Hizmetlerinin Kapsamı konulu sunum yapıldı.
Çalıştay çeşitli sunumlar ve etkinliklerle 3 gün sürecek.