Mehmet Uçum Kars'ta 'Büyük Türkiyeyi Anlattı'

Memur Sen Kars Şubesi ile Sivil Dayanışma Platformu (SDP) tarafından düzenlenen Yeni Sistem Büyük Türkiye Kars Buluşması’nda konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Av. Mehmet Uçum bir üniversite öğrencisinin “Erdoğan’dan sonra ne olacak?” sorusuna “Halk ne

Kars Olay-Kültür ve Turizim İl Müdürlüğü Konferans Salonu’ndaki Kars Buluşmasına AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın, AK Parti Kars Eski Milletvekili Mahmut Esat Güven, AK Parti eski Milletvekili Aday Adayları Suat Ögel, Atıf Özbey, , Prof. Dr. Vedat Baran, AK Parti Kars eski İl Başkanı Av. Ensar Erdoğdu, Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi’ne Prof. Dr. Selçuk Ural, Kars İl Genel Meclis Başkanı Necati Dallı, Kars İl Meclisi Başkanı Burhan Alibeyoğlu,  AK Parti Kadın Kolları Başkanı Nurgül Güner, üniversite öğrencileri, köy ve mahalle muhtarları ile vatandaşlar katıldı.

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından panele geçildi. SDP Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin, SDP Yönetim Kurulu Üyesi Akademisyen Mehmet Şahin ve Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum 20’şer dakikalık konuşma yaptılar.

GETİRİLEN BU DEĞİŞİKLİKLE DEMOKRASİ ARASINDAKİ BAĞLANTIYI KURMAK GEREKİYOR

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Av. Mehmet Uçum, 16 Nisan’ın iyi anlaşılması gerektiğini söyleyerek, “Eğer bir devlet varsa o devleti şekillendirme hakkı halka aittir. Zaten siyasal sistem olarak ‘demokrasi’ diye tanımlamıyor muyuz? Bizim cumhuriyet içerisinde demokratik bir siyasal modelimiz var diyoruz. ‘Demokrasinin esası nedir?’ diye sorduğumuzda ‘halkın yönetimi’ demiyor muyuz? Evet halkın yönetimi diyoruz. Peki ‘bu devletin egemenlik ilkesi nedir?’ diye sorduğumuzda ‘milli egemenlik’ demiyor muyuz? Evet milli egemenlik diyoruz. Milli egemenlik halkın yönetiminde nasıl devreye girer? Halkın iradesiyle devreye girer. Peki milli egemenliğin halk iradesiyle devreye girmesini neyin üzerinden sağlayacağız? Devleti halk ne ölçüde belirliyor onun üzerinden sağlayacağız. Başka türlü de demokrasiden söz edemezsiniz. İşte bu noktada getirilen bu değişiklikle demokrasi arasındaki bağlantıyı kurmak gerekiyor.”

TÜRKİYE’NİN DEMOKRASİ YÜRÜYÜŞÜNDE YENİ BİR AŞAMA OLAN BİR REFORMUN BAŞLANGICIDIR

Av. Mehmet Uçum ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, halkın devletle ilişkisini güçlendiren, milli egemenliğin kayıtsız şartsız hayata geçirmenin mekanizmaları ortaya koyan, Türkiye’nin demokrasi yürüyüşünde yeni bir aşama olan bir reformun başlangıcı olduğunu belirtti.

ERDOĞAN’DAN SONRA NE OLACAK?

Av. Mehmet Uçum’un konuşmasının ardından soru-cevap bölümüne geçildi. Bu arada bir üniversite öğrencisi Mehmet Uçum’a “Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘ben de faniyim Recep Tayyip Erdoğan’da fanidir. Bu sistem Türkiye için gereklidir’ açıklamasını hatırlatarak ‘Biz Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasını istiyoruz fakat kendisi gittikten sonra başımıza gelecek olan kişi bizim için kötü olabilir mi? Bunu öğrenmek istiyorum” diye sordu.

‘ERDOĞAN’DAN SONRA NE OLACAK?’ MESELESİ BU TARTIŞMAYI KİŞİ ESASLI YAPMAK DEMEKTİR

Av. Mehmet Uçum şu cevabı verdi:

“Sayın cumhurbaşkanı bu soruya ilişkin İstanbul’da yaptığı bir toplantıda dedi ki ‘millet ne derse o olacak, Allah ne derse o olacak. Şimdi birincisi ‘millet ne derse o olacak’ sözü demokrasiye olan inancını gösteriyor, öbürü de inandığını gösteriyor. Sadece ‘Erdoğan’dan sonra ne olacak?’ diye sormayın. Sayın cumhurbaşkanının sağlığında da diyelim ki aday olup olmayacağı da belli değil, adaylardan birisi %50 + 1 oy aldığı anda bunun meşruiyetini tartışamazsınız. Halkın bu tercihini hatalı olacağını düşünemezsiniz. ‘Halk hata yapar’ tezi; vesayetçi sistemin, halka üstten bakan anlayışı, halk düşmanı yapıların tespitidir. %50 + 1 çoğunluğu eğer herhangi bir aday almışsa, hangi mecradan gelirse gelsin o halkın seçilmek için yeterli desteğini almış bir kişi olarak, meşru bir seçilen olarak onun yaptıkları da sonuçta meşru kabul edilecektir. O yüzden ‘Erdoğan’dan sonra ne olacak?’ meselesi bu tartışmayı kişi esaslı yapmak demektir. Oysa şu anda ortaya koymuş olduğumuz sistem kişi esaslı, kişi inisiyatifliği mevcut durumdan kurtulma amacıyladır. Hatta bu soruyu soranlara şunu söylemek lazım; ‘bugün Erdoğan olmazsa bu sistem devam etse ne olacak?’ Asıl problem bu. Dünya tarihinde bu kadar güçlü olup ülke açısından halkın %80 desteğini, kendi siyasi mecrası at açısından neredeyse % 60 desteğine sahip bir lider olmasına rağmen sayın Cumhurbaşkanı hem hukukun üstünlüğüne hem de halk iradesine son derece bağlı, demokrasiye bağlı bir siyasi lider. Öyle olduğu için bugünkü mevcut sistemde bir sürü problem çıkmıyor, bir sürü risk açığa çıkmıyor, bir sürü risk gerçekleşmiyor. Bu sistem böyle devam ederse niye öyle cumhurbaşkanının olağanüstü yetkileri var ama hiçbir sorumluluğu yok, hukuki sorumluluğu yok, cezai sorumluluğu yok, siyasi sorumluluğu yok. Yani sonuçta hükümetin tamamını temsil etmediği için hükümetin sadece bir parçası olarak gözük değil için hiçbir sorumluluğu yok”

HALKIN ÜZERİNDEN VESAYETÇİLERİN ELİ ÇEKİLİYOR. BU DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI BUDUR

Uçum daha sonra şu ifadeleri kullandı:

“Erdoğan’dan sonra ne olacak?” sorusunun cevabı açık; Halk ne derse o olur. Çünkü biz şu dönemi kapatıyoruz. Artık bir takım değişiklikle ‘halk hata yaparsa nasıl önlem alalım’ dönemini kapatıyoruz; bunu bilesiniz. Artık ‘halk ergen çocuktur, biz onun başına vasilik yapalım’ dönemini kapatıyoruz. Bu halk olgunlaşmıştır, bu halk kesinlikle son derece tecrübelidir. Bu halk 15 Temmuz’dan sonra çok büyük bir demokrasi iradesi ortaya koymuştur, çok büyük bir milli irade ortaya koymuştur. Bu halka artık kimse ‘yanlış yapar’ gözüyle bakamaz. Halkın üzerinden vesayetçilerin eli çekiliyor. Bu değişikliğin anlamı budur.” – KAFKAS HABER AJANSI


15.03.2017 22:19:00