Kars Amatör Baıkçıları, Kars Çayı’ndaki pis kokuların son zamanlarda artması üzerine çay kenarında toplanarak yaşanan sıkıntıları dile getirip çözüm önerilerini sundular.
Kars Olay-Kars’ın tarihi dokusunun ortasından geçen ve kentin ismini alan çay, çevreye pis koku saçıyor. Şehir kanalizasyon şebekesi, sanayi sitesindeki işletmelerin peynir altı sularını Kars Çayı’na dökmesi nedeniyle çevreye yayılan pis koku kentte yaşayanları bezdirdi. Havaların ısınmasıyla bilikte kokudan Kars Çayı’na yaklaşılamıyor.
Kars Kalesi ve etrafında 12 Havariler Kilisesi, Ebu-l Hasan Harakani Hazretleri türbesi, Evliya Cami ve diğer onlarca tarihi dokuyu bağrında barındıran bölgeden geçen Kars Çayı’ndaki pis kokunun, bin yıllık geçmişi bulunan şehre büyük zarar verdiği belirtildi. Kars Çayı’nın yine geçtiğimiz yıl Kars Valiliği tarafından başlatılan Osmanlı Mahallesi, Osmanlı Evlerinin kurtarılması, Osmanlı Çarşısı’nın kurulması yönünde bir dizi çalışma yapıldığı alanı da etkilediği belirtilen turizmcilerin isyanında sonra bir isyan da amatör balıkçılardan geldi.
KARS BALIKÇILARI ESKİ KARS ÇAYINI İSTİYOR
Sosyal paylaşım sitesi facebookda “Kars Çayı İçin Sesimizi Duyan Var mı?” sloganıyla açtıkları Kars Balıkçıları sayfasında örgütlenen amatör balıkçılar Kars Çayı’nın üzerindeki taş köprüde buluştular.
Sayfa adına açıklama yapan Alican Tazegül, “Doğma büyüme Kars çocuğuyum. Kars’ta yaşamaktayım. Şuanda bu kadar arkadaşımızın bir araya gelerek bir serzenişimizi dile getirmeğe çalışıyoruz. Kars çayının son günlerde git gide tamamen öldüğünü, bunu şehrimize aynı zamanda yaşamımıza da zarar verdiğini görüyoruz. Bizler amatör balıkçılarız, Kars çayında artık balık kalmadı, nesli tükendi, bu konuda yetkililerden gereken ilgiyi alakayı yıllardır bekliyoruz ama maalesef göremiyoruz.” dedi.
KARS VALİSİ RAHMİ DOĞAN’I TEŞEKKÜR ETTİLER
Kars Valisi’ne geçtiğimiz yıl başlatılan temizleme çalışmalarından dolayı teşekkür eden Tazegül, “Sağ olsun şu anki Kars Valimiz bu konuda çok duyarlı olduğunu biliyoruz. Hatta tarım ile bu konuda bir talimat vermiş, balık ekimi konusunda. Ancak Kars çayının ıslahı yapılmadan bu balık ekimlerinin yapılmasının bile bir sonuç vermeyeceğine inanıyoruz. Çünkü Kars çayına Paçaçayır mevkiinden daha doğrusu çevre yolu mevkiinden dökülen mandıraların şıratı Kars çayını bitirdi. Bugün Kars’ın içini bu hale getirdiyse yarın Kars barajı yapılıyor, Kars barajını da aynı duruma getirecek. Bu aynı zamanda Kars barajından da doğaya zarar verecek. Zamanında bunun önüne geçilmediği takdirde bu git gide çok büyük bir felakete yol açacak. Yetkililerden bu konuda duyarlılık bekliyoruz.”
KARS ÇAYI İÇİN SESİMİZİ DUYAN VAR MI?
Sayfadan da bahseden Tazegül, “Hep beraber söylüyoruz sayfamızda günlerdir bunu dile getiriyoruz. ‘Kars Çayı İçin Sesimizi Duyan Var Mı?’ Biz sosyal medyada açmış olduğumuz bir sayfamız var. Kars amatör balıkçılar sayfası.” diye konuştu.
KARS ÇAYINDA OLTAYLA AVLANMA YAPAMIYORUZ
“Biz artık Kars çayında oltayla avlanma yapamıyoruz.” diyen Tazegün, şöyle konuştu:
“Ardahan’a gidiyoruz 80 kilometre, Kura nehrine gidiyoruz, Iğdır’a gidiyoruz, Kağızman’a gitmek zorunda kalıyoruz. Yani Kars çayı kendi içimizde akan bir çayımız olmasına rağmen buradan balık avlama olanağımız kalmadı. En yakın balık avlanma bölgemiz şuanda 70 kilometre 80 kilometre, yani Kars’ın içinde bu alanlar temizlenmiş olsa en azından hem maddi olarak hem de manevi olarak çözüm bulunmuş olur. Biz uzak bölgelere ailemizi götüremiyoruz, ama Kars’ın içinde bu gibi olanaklar sağlandığı takdirde aile olarak bu keyfi hep beraber yaşarız. Ortalama 500’e yakan üyemiz var bunlar kayıtlı, kayıtsız olanlarla beraber ise 1500’e yakın. Kars’ta çok güzel bir amatör balıkçı portföyü var. Balık avlanma merakı bende babadan geliyor. İşte bizden sonraki arkadaşlarımızda bizden gördü, bizlerden sonraki nesil için hiç olmasa buna bir çözüm bulalım. Aslında Kars çayı için Türkiye’de hiç olmayan bir projemiz var. Ben tarım il müdürlüğüne bunu anlattım, avlak bölgeler çok güzel yapılabilir. Türkiye’de hiç yok Avrupa’da bir sürü var, ama Kars çayı üzerinde avlak bölgeleri kesinlikle yapılabilir, devletimizin bu konuda da yatırım yapmasını istiyorum talep ediyorum.”
BİZİM ÇOCUKLUĞUMUZDA BU SU İÇME KALİTESİNDE BİR SUYDU
Amatör Balıkçılardan Talip Karakoç da, “Kars’ta doğdum, çocukluğum Kars’ta geçti. Şuanda Bursa’da yaşıyorum. Fakat bizim çocukluğumuzda bu su içme kalitesinde bir suydu. Şuanda bu koku beni rahatsız etti. Gerçekten bu ileride bir çevre felaketine neden olabilir. İlgilileri ve yetkilileri buradan duyarlı olmaya çağırıyorum. Yani yurdumuzun böyle mütevazı bir köşesindeki bir güzel şehrinde böyle bir su bu koku bilemiyorum hiç de yakışmıyor, hastalıkta taşıyabilir.” şeklinde konuştu.
‘KARS’TA HER ŞEYİ DOĞAL YAŞIYORUZ’ DİYORUZ AMA!
Okuma Okutma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Abdullah Erdağı ise “ Aslen Kars Arpaçay Büyükçatmaköyü doğumluyum. Küçük yaştan beri Kars’ta yaşıyorum. Amatör balıkçıyım, şimdi bizim Kars’ın dışına gittiğimiz zaman en büyük övündüğümüz şey biz memleket olarak ‘Kars’ta her şeyi doğal yaşıyoruz’ diyoruz. Rakım yönünden iklim koşulları coğrafi yönden mükemmel bir memleket diye övündüğümüz memleketimizde şuanda şehrimizin içinden geçen Kars çayı acayip derecede şuanda bile sizde farkındasınız çok kötü bir koku sergiliyor, çevre kirliğine neden oluyor. Ayrıca buradaki canlı türlerinin neredeyse tükenme noktasına geldiği bir noktadayız.” dedi.
KARS ÇAYI ŞUANDA TARİHİ BİR KOKU SERGİLİYOR
Erdağı daha sonra şunları söyledi:
“Özellikle balıkçılık ve balık yönünden balığımızın artık yok denecek kadar az. Hani balığımızda bundan aşağı yukarı bir 20 kilometre falan balık avlayabiliyoruz. Yani bu hem balık yönünden hem çevre yönünden şehrimizin güzelliği ve tarihi bir Kars çayı şuanda inanın tarihi bir koku sergiliyor. Yani bunun tarihi sadece bu kokuyla belli oluyor. Yani merak ediyorum şu çevredeki evler nasıl yaşıyor bu kokuyla? Özellikle Kars Valimiz bizim fahri hemşehrimiz, şehrimize birçok noktada el attı. Biz özellikle valimizden bu duyarlılığı daha çok bekliyoruz. Yetkililere bu durumu biz defalarca bildirdik.”
RADYO YANININ BİR HAFTADIR KONUSU: PİS KOKAN KARS ÇAYI
Yerel bir radyoda pragam da yapan Erdağı, “Ayrıca burada yerel bir radyoda yayın yapıyorum, özellikle son günlerdeki sohbetlerim Kars çayının yok oluşu, Kars çayındaki canlıların yok oluşu, şehrimizin bu güzelliğin yok oluşu üzerine. Bu konuda yetkili kişiler kimse böyle kulak ardı değil de gerçekten duyarlı bir şekilde gelip memleketimizin bu güzelliğine sahip çıkmasını istiyoruz. Malumunuz özellikle Paşaçayır civarı ve diğer köylerdeki mandıralar, Kars sanayi sitesinden gelen akıntılar, ayrıca fabrikadan ve üniversiteden gelen akıntıların olduğu da bildiriliyor. Muhakkak öyle ki bu acayip bir koku veriyor, yani bir imkân olsa suya insek suyun içinde kayaların üzerinde sümük gibi kitleler oluşmuş, insan suya bırakın girmeyi uzaktan bakınca bile o sümüğü görünce dahi iğreniyor. Burada bir çalışma var balık ekilecek ama yazık bu çalışmadan önce bir bunun önlemi alınmalıdır, bir arıtma sistemi istiyoruz. Özellikle barajımız memleketimiz için hem tarımsal hem de güzellik yönünden çok hoş bir şey olacağını düşünüyoruz. Ama bu önlem alınmadıktan sonra bir aratma sistemi kurulmadıktan sonra mandıraların fabrikaların üniversitenin denetlenmesi yapılmadıktan sonra bunun faydalı olacağını inanmıyoruz. Buradan yetkilileri göreve çağırıyoruz.” ifadelerine yer verdi.
AİLEMİZİ PİKNİĞE GÖTÜRÜRDÜK ONLAR PİKNİĞİNİ YAPARKEN BİZ OLTAMIZI ATARDIK
Genç balıkçılardan Mesut İrgalı, “Bende Kars amatör balıkçıların en genç balıkçılarından biriyim. Zamanında ağabeylerimiz bizi bu gruba üye olarak aldıkları zaman, bize kötü alışkanlıklardan uzak durmamız için, sportif balık avcılığını biraz daha sevdirip kötü alışkanlıklara uzak duralım diye üye yaptılar. İlk başladığımız dönemlerde bu durum bizim için çok, çok iyiydi. Hem ailemizle birlik beraberlik olarak ailemizi alıp piknik alanına gidiyorduk, yaklaşık bulunduğumuz yerin 2 kilometre ilerisinde bir piknik alanız var. Ailemizi pikniğe götürürdük onlar pikniğini yaparken biz oltamızı atardık amatör bir şekilde balıkla uğraşırdık. Yalnız bu son dönemlerde ağabeylerimizden biz Kars çayının eski halini dinleme başladık, inanmamaya başladık, yani ‘Bu Su O Su Mu?’ diye kendi aramızda konuşmalar oluyor artık. Bu da tabi bizim kötü alışkanlıklardan uzak tutu. Şimdi öyle bir hale geldi ki artık komik bir durum Kars çayına gelip bu kötü kokuyu çekmek kötü bir alışkanlık gibi oldu. Şimdi buraya geldiğimiz zaman artık ailemiz diyor ki o pis kokunun içinde ne işimiz var.” diye konuştu.
HEP BERABER KARS ÇAYINI KURTARALIM
Kars çayının kurtarılması için ilgili ve yetkililerden yardım istediklerini dile getiren İrgali, “Biz büyüklerimizden özellikle yardım istiyoruz. Bizden sonra gelecek genç nesillere de bunu aşılayalım sevdirelim. Biz ağabeylerimizden bu bayrağı devraldık, bizde küçük kardeşlerimize devredelim buralarda balık avcılığına başlasınlar. Bunun içinde hocalarımızın dediği gibi, mandıralarımızın olsun Üniversitede bazı bölümlerimizin atık sularının suya döküldüğünü duyduk, bunların araştırılması konusunda gerekenlerin yapılması lazım. Büyüklerimizden özellikle genç kardeşlerimiz için rica ediyorum yardım etsinler bize hep beraber Kars çayını kurtaralım hep beraber yaşatalım diyoruz. Bazen balık avına gittiğimiz dönemlerde oltamızdaki kancanın ucuna takılanlar plastik sandalye oluyor, toplar takılıyor veya çocukları için kullandıkları o pis bezler oltamızın kancasına takılıyor. Hayvan kesenler hayvanların içini veya ölen hayvanların içinin pisliğini çaya atıyorlar. Bunun için tabi büyüklerden yardım istiyoruz ama öncellikle halk olarak bizimde buna bir adım atmamız lazım, ilk önce bizim kendimizi kurtarmamız lazım ki sonra büyükler bize yardım etsin.” dedi.
UTANIYORUZ!
Hakan Durna ise şu serzenişlerde bulundu:
“Kars’ta genç bir amatör balıkçıyım. Amatör balıkçılığımızdan ziyade Kars’ımızda olan çayın bu şekilde olması bizim için acı verici bir durumdur. Geleceğimiz için çocuklarımız için, burada çocuklar oynuyor çaya giriyorlar hastalık saçıyor bu çay. Yetkililerimizden çayımızın temizlenmesini istiyoruz. Kars’a turistler geliyor şehri geziyorlar, şehrimiz acı bir durumda, utanılacak bir durumda, utanıyoruz artık bu çayları, buraları gezdirtmeye. Bu bölgeler tarihi bölgeler uzaktan gelen dostlarımızı, akrabalarımız batıdan gelen insanlara buraları gezdirmeye utanıyoruz artık biz bu memleketin insanıyız. Daha güzel olmasını istiyoruz memleketimizin. Hayvanlar yaşayamıyor balıklar yaşayamıyor canlıların hayatı bitmiş durumda, biz bu konuda yetkililerimizden destek bekliyoruz.”– KAFKAS HABER AJANSI – BEDİR ALTUNOK / ÖZEL HABER