Kars’ta uzun yıllardır arıcılık yapan, tanıtım fuarlarında sürekli yer alan Susuz ilçesinin Doyumlu Köyü’nde yaptığı 7 metrelik Kafka s Arı Heykeliyle adını ülke geneline duyuran Yücel Üzeyir, Kars balında oynanan oyunlara dikkat çekerek yetkilileri görev
Kars Olay-Balıyla ün yapmış Kars’ta kimsenin balın kalitesini bozmaya hakkının bulunmadığını belirten Üzeyir, kontrol ve denikimlerin artırılmasını, 5 TL’den alınan ssahte balların 25-30 TL’ye vitrinlerde satılan işyerlerinin tespit edilmesi ve gerekli cezai işlemin uygulanmasını isteyen Üzeyir, Kars balını dünyaya yaymaya çalışan gerçek balcılara yapılaün bu haksızlıkarın da önüne geçilmesi gerektiğini vurguladı.
“Denetimsizlik yüzünde meydanı boş bulan emek hırsızları yüzünden Kars adeta sahte bal cennetine dönüşmüştür.” diyen Üzeyir, Kars’ın yeniden bal cennetine dönüşmesi gerektiğinin de altını çizerek bunun da ciddi ve kalıcı önlemler ve denetimlerle olabileceğini savunduğunu ifade etti.
Üretimi uzun bir sürede tamamlanan balın besleyici ve şifa kaynağı olduğu gerçeğinden hareketle balın geçmişten günümüze bilinen şifali bir ürün olduğu gerçeğinin de unutulmamasını istedi.
GERCEK BAL ŞİFA KAYNAĞIDIR
Üzeyir, “Bal, özellikle hem besleyici bir kaynak hem de şifa kaynağı olarak kullanılıyor. Bu açıdan bal önem arz ederken soframıza gelene kadar bazı aşamalardan geçmesi gerekiyor. Çünkü binlerce arı, belki de milyonlarca bitkiden nektarları topluyor, kovanlarında biriktiriyor, çeşitli değişikliklere uğratıyor ve son olarak bal haline getiriyor. Besin değeri bakımından bir yemek kaşığı bal, iki tavuk yumurtasına eşdeğerdir. Balın 100 gramında 304 kalori bulunmaktadır. Gercek bal şifa kaynağıdır. Balın, fizyolojik özellikleri ve kullanımı konusunda, çok fazla literatür bulunmaktadır. Bal, doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle; çocuklar, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte, sağlıklı insanlar da balı, severek tüketmektedir.” dedi.
Üzeyir balın kalitesini “Özellikle Kars balının şifa değeri yüksek coğrafyada karların bin bir çiçeğe dokunduğu 2500 ve 3000 rakımda Kafkas arılar tarafından üretilen kaliteli bir baldır.” sözleriyle özetledi. Kars balının bu kadar güzel olmasını sağlayan önemli bir unsurun da Kafkas arıların ırkına dayandığını belirten Üzeyir, “Kafkas arıların özelliği ise dil uzunluğudur. 7,2 mm dil uzunluğu sayesinde Kars ve Ardahan bölgesindeki ekolojik endemik çiçeklerin derin tüpünde bal almasıdır. Bu sayede Kars balı diğer coğrafyadaki ballardan daha üstün ve kalitelidir. Ama ne yazıktır ki Kars menşei olan kaliteli ballarımız Kars’ta satılmamaktadır. Kars’ın ne bahçesi nede sera üretimi yoktur. Yalnız 2 temel yöresel üretimi vardır; 1. peynir ve 2. baldır. Bal konusunda ise tarım il müdürlüğünün denetimsizliğin yüzünden Kars balı sınıfta kalmıştır ve bu yüzden Kars’taki yerel bal üreticileri zor durumdadır. Kars arıcılığı sahte bal satan esnafın yüzünden yok olmakla karşı karşıyadır. Tabi ki herkes kendi işini yapmalı, kendi işinde de uzman olmalı. Yıllarca arıcılık yapmama rağmen Kars balı tanıtım fuarlarına katılarak bire bir tüketicilerle buluşmaktayım. Kars balındaki yaptığım araştırmalarımda çok acı gerçeklerle de karşılaşıyorum ve emek hırsızları yüzünden büyük üzüntü duyuyorum. Bir gerçek de denetimsizlik yüzünden meydanı boş bulan emek hırsızlarının yüzünden Kars adeta sahte bal cennetine dönüşmüştür.” diye konuştu.
Üzeyir ayrıca, “Kars’taki şarküterilerde satılan sahte ballar insan sağlığını tehdit ettiği, insan sağlığına büyük tahribatlara yol açtığı bilinmektedir. Tarım il müdürlüğünün denetimsizliğinin yüzünden gözü bürünmüş kötü esnaflarımızın yüzünden Kars’ta 2 tane iş hanında satılan mısır şurubuyla yapılan glikozlu balların raflarda yerini aldığını ve Kars balı adı altında fahiş fiyatlarla çeşitli hastalıklara davetiye çıkaran glikozlu balları 6 TL’den alarak 25 TL’ye satıldığı da bilmek gerek. Ayrıca şekerle ve mısır şurubuyla üretilen ve şeker oranı yüksek diyastaz ve fermente oranı yüksek Giresun ve Ordulu arıcılardan 10 TL’den bal alarak 35 TL’ye satıldığını da bilmekteyiz. Zavallı tüketicilerin hem sağlığı hem de cebi adeta gasp ediliyor. Ayrıca Güney Doğu’da, İç Anadolu’da, Erzurum’dan, Erzincan’dan, Sivas’tan hatta Trakya’nın ayçiçeği balı esnaflarımız sayesinde Kars’a getirilerek Kars yöresel ürünü adı altında satılmakta. En düşündürücü olay ise Kars nüfusu 288,498 iken Erzurum’un nüfusu 761,174’dir. Buna rağmen Erzurum’un sahte balları Kars’ta satılmaktadır. Dışarıdan gelen sahte balları şeker oranı yüksek olarak satan esnaflar sayesinde 3’er ve 1’er kamyonlarla getirilen balları dükkanların haricinde KDV ödemeden kayıt dışı depolarında havuzlanarak 5 ve 6 ay bekletilip yerel arıcıları da mağdur ederek manipülasyon ve spekülasyonla menfaatlerini ön planda tutmaktalar. Bu da yetmemiş gibi İstanbul, İzmir, Ankara’ya bal sezonunda siparişleri kargoyla maksimum günlük 10 ton minimum 5 ton göndererek Kars balının adını lekeleyerek yerel üreticilerin pazar payı daraltmaktadırlar.”
Yücel Üzeyir açıklamasını şöyle tamamladı:
“Sonuç olarak; ekonomik çıdan bakıldığında Doğu Anadolu’da Kars ve Ardahan bölgesinde arıcılığın yapılabileceği ve endemik bitkilerle dolu bir cennete yaşamaktayız. Büyük bir nektar kaynağı olan Doğu Anadolu yüksek rakımlı yaylaları, floranın yoğunluk kazanan dönemde maalesef üretim alanlarının yeterince kullanılamaması nedeniyle, bölgemiz bal sektöründe ciddi bir ekonomik kayıpta yaşamaktadır. Bunun nedeni ise yerel üreticinin emek hırsızların sayesindeki pazar payının daralmasıdır. Her geçen gün arı kovanı sayısında azalma ayrıca yerel arıcıların başka bir mesleğe yönelmeleridir. Diğer bir acı unsur ise rekabetle milli değerlerimiz olan çalışkan minik canlılarımız dünyada 4 ırktan biri olan Kafkas arılarımız gözü paraya bürünmüş kötü esnafın sahte balları yüzünden yerel arıcıların üretmelerini, yok olmalarıyla karşı karşıya bırakılmıştır. Sermayesi doğa ve çiçek olan arıcılık, çevre bilincine en uygun ve doğa ile barışık, ona zarar vermeyen, tam tersine katkıda bulunan tek üretim şeklidir ve aynı zamanda, üretim artışı için doğal polinasyon vazgeçilmez bir gerçektir. Arının polinasyondaki önemi göz önüne aldığında, arıcılık bir gereklilik değil bir zorunluluktur.”– KAFKAS HABER AJANSI