TÜRKİYEDüzenleme Tarihi : 06 Temmuz 2020 10:31Haber Girişi : 06 Temmuz 2020 10:34

Kurbanlık Nedir? Kimler Kurban Kesebilir?

Kurbanlık Nedir? Kimler Kurban Kesebilir?
Kurbanlık alırken nelere dikkat edilmeli ve kimler hangi hallerde kurban kesebilir?

Kars Olay-Kurbanlık alırken nelere dikkat edilmeli ve kimler hangi hallerde kurban kesebilir konularında açıklama yapan Kars İl Müftüsü Yusuf Eviş, yaklaşan Kurban Bayramı öncesi vatandaşlar kurban almaya başladılar. Ancak vatandaşlarımıza uyarımız kurban kesimi ve kimlerin kurban kesebileceği konularında bilgi sahibi olmaları gerekir dedi.

Kurbanlık kesimi ile ilgili merak edilen soruları yanıtlayan Müftü Eviş şu bilgileri verdi.

 

Kurban Nedir? 

Sözlükte, yaklaşmak, yakınlık peyda etmek anlamına gelen kurban, dinî terim olarak: İbâdet niyetiyle Kurban kesme günlerinde (kurban bayramının, birinci, ikinci ve üçüncü), belirlenmiş bir hayvanı Allah rızası için kesmektir. Buna ''udhiyye'' denir. İslâm'ın mali ibadetlerinden biridir. 

Kurban kesmek, İmam Ebû Hanife'ye göre vacip, İmam Şâfiî, İmam Mâlik, İmam Ahmed b. Hanbel ve Hanefilerden İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre, sünnet-i müekkededir. 

Kimler Kurban Kesmekle Yükümlüdür? 

Ergenlik çağına giren, zengin, mukîm (yolcu olmayan) her erkek ve kadın müslüman kurban kesmekle yükümlüdür. Buradaki zenginlikten maksat; kişinin temel ihtiyaçlarından başka 80.18 gr. Altın veya bunun kıymetinde mal veya paraya sahip olmasıdır. Zekattaki zenginlik ölçüsü ile, kurbandaki zenginlik ölçüsü aynı olmakla beraber, zekatta olduğu gibi, malın artıcı olması şart olmadığı gibi, üzerinden bir yıl geçmiş olması da gerekmez. Daha önce fakir iken, kurban kesme günlerinde yukarıda zikredilen zenginlik ölçüsüne ulaşan kimse, kurban kesmekle yükümlü olur. 

Ailede Bir Kişinin Kurban Kesmesi Yeterli mi? Yoksa Tüm Aile Fertlerinin Kurban Kesmesi Gerekir mi? 

İslâm dininde; ailede ''malbirliği'' değil, ''mal ayrılığı'' prensibi vardır. Yani bir aile içinde de olsa, herkesin malı, kendisine aittir. Bir kimse, babasının, eşinin veya oğlunun servetiyle zengin sayılamaz. Baba fakir olduğu halde oğlu; koca fakir olduğu halde karısı zengin olabilir. Bu bakımdan, aile içinde, diğer şartlarla beraber kimler dinen zengin sayılırsa, sadece onlar kurban kesmekle yükümlü olurlar. Hepsi zengin sayılırsa, her birinin ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir. Aile içinde zengin sayılan kimse yoksa, hiçbiri kurban kesmekle yükümlü olmaz.

 

Kurbanlık Hayvanı Kesmek Yerine, Canlı Olarak Veya Bedelini Yoksula Vermekle Kurban İbadeti Yerine Getirilmiş Olur mu? 

Kurbanın rüknü, kurban edilmesi caiz olan hayvanlardan birini, kurban kesme günlerinde kesmektir. Bu itibârla, kurban kesmek yerine, kurban bedelinin veya kurbanlık hayvanın (kesilmeden) yoksula yahut bir hayır kurumuna bağışlamakla, kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Ancak kurban, herhangi bir sebeple, eyyam-ı nahr denilen kurban kesme günlerinde kesilememiş ise, bu günlerden sonra kurban kesilmez. Bu takdirde sadakaya dönüşür; dolayısıyla kurbanlık hayvanın aynısının veya bedelinin tasadduk edilmesi gerekir. 

 

Hangi Hayvanlardan Kurban Olur? 

Kurban; koyun, keçi, sığır, manda ve deveden olur. Bu hayvanların erkekleri kurban edilebileceği gibi, dişileri de kurban edilebilir. Bunlardan devenin 5, sığır ile mandanın 2 ve koyun ile keçinin bir yaşını doldurmuş olmaları gerekir. Ancak koyunlar 6 ayı tamamladıkları halde, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olurlarsa bunlar da kurban edilebilir. Keçi ise olmaz, onun mutlaka yaşını doldurması lazımdır. Bu hayvanların dışında hiçbir hayvanın kurban edilmesi sahih olmaz. 

Bir koyun veya keçiyi ancak bir kişi kurban edebilir. Fakat sığır, manda ve deve yedi kişiye kadar ortaklaşa kurban edilebilir. Yedi kişiyi geçmemek şartıyla, ortakların tek veya çift olmalarında bir fark yoktur. 

 

Bir Hayvanın Kurban Olmasına Engel Olan Kusurlar Nelerdir? 

Kurban, bir ibadet olduğu için, kurbanlık hayvanların kusursuz olmaları gerekir. Bazı kusurlar vardır ki; bunlar, hayvanın kurban olmasına engeldir. Bu kusurların başlıcaları şunlardır: 

İki veya bir gözü kör olan, kemiklerinde ilik kalmayacak derecede zayıflamış olan, kesim yerine yürüyerek gidemeyecek kadar topal olan, kulağının ve kuyruğunun üçte birinden fazlası kopmuş olan, dişlerinin yarıdan fazlası dökülmüş olan, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırılmış olan, ölüm derecesinde hasta olan hayvanlar kurban edilmezler. 

Boynuzsuz veya boynuzu biraz kırılmış, dişlerinden birazı dökülmüş ve burulmuş hayvanların kurban edilmeleri caizdir. 

 

Kuyrukları Koparılan Koyunların Kurban Edilmesi Câiz midir? 

Doğumlarının ilk aylarında daha sağlıklı gelişmesi için kuyruklarının fazla kısımları boğulmak suretiyle düşürülen merinos cinsi koyunların kurban edilmelerinde bir sakınca yoktur. Çünkü bu durum, hayvanın, emsaline göre kıymetini azaltan bir ayıp değildir. 

Kişinin Kurbanı Bizzat Kendisinin Kesmesi Veya Kesilirken Başında Bulunması Gerekir mi? Bu İş İçin Bir Kimseye Ya da Resmi Veya Özel Bir Hayır Kurumunu Vekil Edebilir mi? 

Kurban kesmekle yükümlü olan kişinin, keseceği kurbanı bizzat satın alması, kendisinin kesmesi veya kesilirken yanında bulunması- kurbanın sahih olması için - gerekli değildir. Bunlar vekalet yoluyla da yapılabilir. Çünkü kurban malî bir ibadettir. Malî ibadetlerde vekalet caizdir. Hiçbir mazeret olmadan da, kişi kendi adına kurbanını satın alıp kesmek üzere güvendiği bir kimseyi vekil tayin edebilir. Vekil, hakiki şahıs olabileceği gibi, hükmi şahıs, yani özel veya resmi bir kuruluş da olabilir. 

Buna göre, yurtiçinde veya yurtdışında bulunan kimselerden, isteyenlerin, önceden bedelini ödeyerek, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nın müşterek organizesiyle, vekaleten kurbanlarını kestirmeleri ve bu kurbanların etlerinin yurtiçi veya yurtdışındaki muhtaç dindaş ve soydaşlara ulaştırılması dinen câizdir. 

Kurbanlık Hayvanın Canlı Olarak Tartılıp Kilogram Fiyatı Üzerinden Anlaşarak Veya Kesildikten Sonra Eti Tartılarak Fiyatının Belirlenmesi İle Satın Almak Caiz midir? 

Tane hesabı ile satın alınan hayvanın kurban edilmesi caiz olduğu gibi; alıcı ve satıcı arasında, sonunda anlaşmazlık çıkmamak şartı ile, bedeli kesildikten sonra, etinin beher kilosu için, taraflarca önceden belirlenen fiyattan ödenmek üzere satın alınan hayvanın kurban olarak kesilmesi yine, canlı olarak tartılıp beher kilosu için takdir edilen bedel karşılığında satın alınan hayvanın kurban edilmesi de caizdir. 

 

Ortaklaşa Kurban Edilecek Bir Hayvana, Ortaklar Değişik Niyetlerle Katılsalar Câiz midir? 

Ortakların hepsi yönleri değişik olsa bile, kurban niyetiyle katılmak durumundadırlar. Mesela, ortaklardan biri vacip olan kurbanı, diğeri adak kurbanı, bir diğeri de nafile kurbanına niyet etmiş olanlar böyle bir ortaklıkla kurban kesilmesi câiz olur. Çünkü hepsi de ibâdet niyetiyle katılmış bulunmaktadırlar. Fakat ortaklardan biri herhangi bir ibadet niyetiyle değil de, et almak maksadıyla katılmış olsa, bu sahih olmaz ve diğerleri de niyet etmiş oldukları kurbanı kesmiş sayılmazlar. 

 

Ortaklaşa Kurban Edilen Hayvanların Etleri Nasıl Taksim Edilir? 

Deve ve sığır gibi hayvanlar ortaklaşa kurban edildiğinde, etleri, ortaklar arasında tahmini olarak değil tartılarak taksim edilir. Ancak bu hayvanlar, bir ailenin fertleri için kurban edilmişlerse bunların etlerinin tartı ile taksim edilmesi gerekmez. Yine ortaklaşa kurban kesenler, kurban etinin tamamen yoksullara dağıtacak veya bir kuruma verecek olurlarsa bu takdirde de kurban etinin tartılarak taksim edilmesi gerekmez. 

 

Kurban Eti Kimlere Verilebilir? 

Kurban etinin hepsini yoksullara dağıtmak veya kendisi ve çoluk-çocuğu için alıkoymak caiz ise de en uygun olanı; kurban etini üçe taksim edip; birini, kurban kesemeyen yoksullara dağıtmak, bir bölümünü akraba, tanıdık ve komşulara ikram etmek; birini de kendi çoluk-çocuğu ile yemektir. 

Şâyet, kurban kesen kimsenin çoluk-çocuğu kalabalık ve hali vakti de çok iyi değilse, Kurban etini dağıtmayıp tamamını çoluk-çocuğu için alıkoyması daha uygun olur. 

Kurban etinden, müslüman olan komşulara hediye etmek caiz olduğu gibi, müslüman olmayan komşulara da vermek caizdir. 

 

Kurbanın Derisi Satılabilir mi? 

Kurbanın derisini seccade veya evde kullanılacak bir şey yapmak caiz olduğu gibi, bir fakire veya hayır işlerine hizmet eden bir kuruluşa vermek de caizdir. Kurbanın derisi, kurbanın bir parçası olduğundan satılması caiz olmadığı gibi, kurbanı kesene kasap ücreti olarak da verilmez. 

 

Kurbanlık Hayvanın Başına Tabanca Sıkılmak Suretiyle Veya Elektrik Şoku İle Bayıltılarak Kesilmesi Câiz midir? 

Fazla eziyet vermemek (ölüm acısını azaltmak) maksadıyla, kesim esnasında, hayvanın başına tabanca sıkılmak veya elektirik şokuna bağlanmak suretiyle bayıltılması, bu hayvanın kurban olarak kesilmesine engel ayıplardan sayılmaz. Çünkü kurbana engel ayıp, kesim esnasında meydana gelen arızalar olmayıp, hayvanda önceden mevcut olan ve emsaline göre hayvanın değerini noksanlaştıran kusurlardır. Kesim esnasında meydana gelen kusurlar, kesim işlemine dahil bir ameliyye olup, kurbana engel ayıp sayılmaz. Bu itibârla, canlı olarak (şok etkisi ile ölmeden önce hemen) kesilmek kaydı ile kurbanlık hayvanın tabanca veya elektirk şoku ile bayıltılarak kesilmesi câizdir. 

 

Ölü Kurbanı Diye Bir Şey Var mıdır? 

Bilindiği gibi, ölen bir kimsenin dînî yükümlülükleri sona erer. Bu itibarla ölü kurbanı diye bir şey söz konusu değildir. Ancak bir kimse sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diger yakınlarına bağışlanmak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir. Ölen kimsenin kendisi için kurban kesilmesine dair, vasiyyeti yoksa, bu kurban etini fakirler yiyebileceği gibi,  kurban kesen kimse ve zenginler de yiyebilir. Vasiyyet varsa, tamamen fakirlere yedirilmesi veya dağıtılması gerekir. Böyle bir kurbanın etinden kurban kesen mirasçılar ve dînen zengin sayılanlar yiyemezler. 

Ölen kimsenin vasiyyeti olmaksızın, sevabı onun ruhuna bağışlanmak üzere kesilen kurbanın herhangi bir zamanda kesilmesi caiz ise de, kurban kesme günlerinde kesi1mesi daha faziletli ve daha sevaplıdır. Ölenin vasiyyeti gereğince kesilen kurban ise ancak, kurban kesme günlerinde kesilir. Vasiyyeti yoksa ölen kimse için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez. 

 

Gayr-i meşru yolla kazanılan parayla kurban kesilebilir mi?

 İslâm dini kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helâl yollardan temin etmelerini emreder. Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise, bunun sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması ve tevbe edilmesi gerekir. 

Mali yönü bulunan her ibadet helal kazanç ile yapılmalıdır. Bu sebeple, gayr-i meşru yolla elde edilen kazanç ile kurban kesmek dinen caiz değildir. Bununla birlikte, bir kimse haram yoldan kazanılan parayla kurban kesmişse, kesilen hayvanın etinin yenmesi ve dağıtılması gibi dünyevi hükümler açısından kurban şeklen yerine gelmiş olsa bile, Allah’a karşı ibadet sorumluluğu açısından bu, caiz ve makbul bir ibadet sayılmaz.

 

Alınan kurbana, daha sonra başkaları ortak edilebilir mi?

Büyükbaş hayvanlar bir kişiden yedi kişiye kadar ortak olarak kurban edilebilir. Böyle bir hayvan, yedi kişiye kadar ortak olarak satın alınabileceği gibi, alındıktan sonra veya elde bulunan büyükbaş hayvana yedi kişiyi geçmemek kaydıyla başkaları da ortak edilebilir.

 

Taksitle kurban alınabilir mi?
 Kişi, mülkiyetinde bulunan ve kurbanlık vasfını taşıyan hayvanı, kurban olarak kesebilir. Bu itibarla ister peşin ister taksitle olsun satın aldığı hayvan kişinin mülkiyetine geçtiğinden, bu hayvanın kurban edilmesinde sakınca yoktur dedi.

 

Teşrik Tekbirleri Nedir? Kurban Kesmeyenler de Teşrik Tekbirleri Getirir mi? 

Bilindiği üzere, kurban bayramı, kamerî aylardan Zilhicce'nin onuncu günü başlar ve dört gün devam eder. Bayramın dört gününe, Arefe günü de ilave edilince bu beş güne ÒEyyâm-ı TeşrîkÓ denilir ki, farz namazların peşinden aldığımız ÒTekbir GünleriÓ demektir.  Bu tekbirlere de Teşrik Tekbirleri  denir. Teşrik tekbiri şöyledir: Allâhü Ekber, Allâhü Ekber, Lâ ilâhe İllallâhü Vallâhu Ekber. Allâhü Ekber Velillâhi'l-hamd.  Arefe gününün sabah namazından itibaren bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar yirmi üç vakit farz namazların peşinden, selâmdan sonra bu tekbiri bir defa getirmek vâciptir. 

İster cemaatle, ister yalnız başına namaz kılan, kurban kesen veya kesmeyen, yolcu olan veya olmayan kadın-erkeğin; farz olan her namazın peşinden Teşrik tekbirlerini getirmeleri gerekir.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.