NEFES darlığı şikayetiyle hastaneye başvuruların arttığını belirten Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Bize nefes darlığı şikayetiyle başvurular hızla artmaya başladı. Bunların büyük bir kısmını psikolojik kabul ediyoruz.
Kars Olay-Astım vakaları, bahar geçiş mevsimleri ve yaza girişlerde artış gösteriyor. Ancak bu yıl önceki yıllardan farklı olarak maske ve dezenfektanlar bu artışın sebebi olarak gösteriliyor. Kimyasal her ürünün astıma neden olabileceğini belirten Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Dezenfektan ve kolonyalarda var olan parfüm içeriği nefes darlığı, astım ve alerjiye katkı sağlayabilir. Dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi hastalık sürecinde insanların hastalıktan bağımsız olarak nefes darlığında bir artış var. Bize nefes darlığı şikayetiyle başvurular hızla artmaya başladı. Bunların büyük bir kısmını psikolojik kabul ediyoruz. Altında herhangi bir organik neden söz konusu değil. Bu nefes darlığının iki nedeni var. İlki insanlar evlerinde kapalı kaldılar. Ayrıca hastalık korkusu hala devam ediyor. Eve kapanma ile hastalık korkusu ile ‘acaba bende de bir semptom var mı?’ diye düşünürken kişi nefes darlığı yaşayabiliyor. Astımın artmasından daha fazla toplumda artan psikolojik nefes darlığını görüyoruz” diye konuştu.
"ÖNCELİĞİNİZ SU VE SABUN OLSUN"
Virüse karşı en önemli korunma yöntemlerinin başında su ve sabunun geldiğini anlatan Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Koronavirüs öncesi dezenfektanları çok fazla kullanmayın diyorduk. Bunun yerine su ve sabunun yeterli olacağını söyledik. Fakat koronavirüs salgınıyla birlikte dezenfektanları daha fazla kullanıyoruz. Su ve sabun yine bizim için çok daha önemli. En önemli önlem yine su ve sabundur. Bu yeterli olur. Fakat buna her zaman her sosyal ortamda ulaşamıyorsunuz. Bunun yerine dezenfektanlar daha fazla kullanılıyor ve öneriyoruz. Ama mümkünse suyu ve sabunu daha ön planda kullanarak dezenfektanlardan olabildiğince uzak kalarak bir şekilde korunmayı sağlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
ASTIM OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
Astım ve nefes darlığının karıştırıldığını belirten Prof. Dr. Akkoyunlu ikisi arasındaki ayırımı şu sözlerle anlattı: "Astımda nefes darlığı var. Fakat astımdaki nefes darlığı herhangi bir şeyle tetiklenebilen bir nefes darlığı. Kokuyla, parfümle, enfeksiyonlarla tetiklenebilir. Beraberinde balgam olasılığı var. Hapşırık ve burun akıntısı olduğunda yine astımı düşünmek gerekir. Organik bir neden olması lazım. Astımda genellikle akşamları daha fazla olan öksürük, hırıltı vardır. Hava akımının kısıtlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan ıslık sesiyle ciğerlerinde hisseder kişiler. Bunlar organik bir nedeni olan nefes darlığıdır. Astım olmasa bile astım benzeri bir hastalıktır. Eğer hiçbir şey yoksa nefes alıyorum ama yetmiyor düşüncesi oluyorsa bunlar genellikle psikolojik olarak değerlendiriliyor."
"ERKEN TEDAVİ EDİLMEZSE GERİ DÖNÜŞÜ OLMAZ"
Astım uzun dönem umursanmadığında geri dönüşü olmayan hava akımı kısıtlamasına neden olacağı uyarısında bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Muhammed Emin Akkoyunlu, “Astım hastası genç insanlar geldiği zaman biz bunları tedavi ediyoruz ve çok kolay bir şekilde dönüyorlar. Ciğerlerinde herhangi bir sakatlık kalmıyor. Eğer hasta uzun bir süre kontrolsüz şekilde devam ederse hava akımındaki kısıtlama geri dönüşü olmayacak şekilde kapanıyor. Tedaviye rağmen bu noktadan sonra kişinin nefesi açılmıyor. Ömür boyu süren bir nefes darlığı gerçekten çok rahatsız edici bir tablodur” dedi.